Kapalıçarşı, İstanbul kentinin merkezinde Beyazıt, Nuruosmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında yer alan dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından biri. Kapalıçarşı’da yaklaşık 4.000 dükkân bulunmaktadır ve bu dükkânlarda toplam çalışan sayısı yaklaşık 25.000’dir. Gün içerisindeki en yoğun zamanlarında içinde 500.000′ e yakın insan barındırdığı söylenir.[1] Yılda 91 milyon turisti ağırlayan çarşı, dünyanın en fazla ziyaret edilen turistik mekanıdır.[2]

Tarihi

Kapalıçarşı’nın çekirdeğini oluşturan iki bedestenden İç Bedesten yani Cevahir Bedesteni müellifler arasında tartışmalı olmakla beraber büyük olasılıkla Bizans‘tan kalma bir yapı olup 48 m x 36 m ölçülerindedir. Yeni Bedesten ise 1460[kaynak belirtilmeli] yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Kapalıçarşı’nın ikinci önemli yapısıdır ve Sandal Bedesteni olarak anılmaktadır. Burada bir yolu pamuk bir yolu ipekten dokunan ve Sandal adı verilen kumaş satıldığı için Sandal Bedesteni ismi verilmiştir.

Fatih Sultan Mehmet‘in Kapalıçarşı’nın inşaatına başladığı yıl olan 1460[kaynak belirtilmeli] Kapalıçarşı’nın kuruluş yılı olarak kabul görmüştür. Asıl büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından ahşap olarak inşa ettirilmiştir.

Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir. Adeta bir şehri andıran, bütünü ile örtülü bu site zaman içerisinde gelişip büyümüştür. İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 mektep, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 24 kapı, 17 han bulunmaktaydı.

15. yüzyıldan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline gelmiştir. Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının (manifaktür) sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı idi. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurdu. Geçen yüzyılın sonlarında deprem ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramıştır.

Bütün dükkânların genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiştir. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurdu (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasaktı. Hatta bir usta, tezgâhını dükkânın önüne çıkarıp kalabalığa göstererek ürün işleyemezdi. Ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazdı. (bkz. Narh)

Günümüzde

Eskiden esnafa olan güven duygusu halkın birikmiş parasının, bir banka gibi onlara verilmesine ve işletilmesine neden olurdu. Günümüzde birçok sokaktaki dükkânlar fonksiyon değişikliğine uğramıştır. Yorgancılar, terlikçiler, fesçiler gibi meslek grupları sadece sokak ismi olarak kalmıştır. Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher dükkânları, buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur. Oldukça küçük olan bu dükkânlar değişik fiyat ve pazarlıkla satış yaparlar. Kapalıçarşı renk ve atraksiyon olarak her ne kadar eski canlılığını koruyor ise de, 1970’li yıllardan itibaren İstanbul’u ziyarete gelen turist grupları için alışveriş olanakları, çarşının ana girişindeki modern ve büyük kuruluşlar tarafından sağlanmaktadır. Haliç kıyısındaki Mısır Çarşısı da daha küçük ölçüde bir kapalı çarşıdır. Galata semtinde 15. yüzyılda kalma diğer bir küçük kapalı çarşı da hâlen kullanılmaya devam etmektedir.

Kapalı Çarşı günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır. Esnaf, ziyaretçileri ısrarlı olarak kendi mağazasına çağırır. Çarşı girişinde gelişen konforlu, büyük mağazalar Türkiye’de elde imal edilen ve ihracatı yapılan hemen hemen bütün eşyaları satışa sunmaktadır. El halıları ve mücevherat geleneksel Türk sanatının en güzel örnekleridir. Bunlar kalite ve orijin belgeleri ile satılır ve dünyanın her tarafına garantili gönderme yapılır. Halı ve mücevheratın yanında meşhur Türk işi gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz hediyelik ve dekoratif eşya, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları zengin bir koleksiyon oluştururlar. Batılı yazarlar, seyahatname ve anılarında Kapalıçarşı’ya geniş yer ayırmışlardır.

İstanbul’un önemli turistik yerlerinden biridir.